“Deri’yi ortadan kaldırdığınızda plastik ve petrol gibi çevreyi kirleten herkes için zararlı olan ürünlere talep yaratmış oluyorsunuz.”
Magazine Leather yayıncılık olarak, videoları ile tanınan “Tanner Leather Stein” deri ürünlerini son kullanıcılar ile bilgilendiren içerikler üreten PEGAI markası sahibi Sayın Volkan Yılmaz ile “DERİ ÜRÜNLERİ VE DERİ” hakkında röportajımız:
Öncelikle kendimi tanıtmak istiyorum. Magazine Leather ne olduğunu, kim olduğunu, ne iş yaptığını biliyor musunuz bilmiyorum. Büyükbabam 1900’lerden 1980’lere kadar kendi tabakhanesini işletmiş. Babam’da 1980’lerden itibaren konfeksiyon atölyesi ve deri giyim mağazası vardı. Ta ki Türkiye ve Rusya arasında uçak krizi olana kadar devam etti. Babam mağazalarını kapatmak zorunda kaldı.
Tabii deri sektörünü bilirsiniz inişli-çıkışlı bir sektör.
Ben de kendim gazeteciyim. Uzun yıllar Türkiyen’nin ulusal basını Hürriyet gazetesinde çalıştım. Gazetecilik hayatımdan sonra Sabancı holding’de çalıştım. Sonra babamın deri sektöründe mağazası varken çocukluğumda edindiğim birikim ile deri alanında araştırmalar yaptım. Neden Türkiye’de bu kadar tanıtım yok, İngilizce düzeyinde değil ve bu kadar derin bir araştırma yok, sorgulama gibi bir şey yok diye dert oldu bende.
Sonra bir Websitesi hazırladık ekip arkadaşlarımla birlikte. Tabii bu websitesi sadece bir alana odaklanmıyor. Deriyle ilgili olduğu için bütün sektörü kapsayacak şekilde hareket ettik. Biliyorsunuz tabakhaneden başlıyor, hayvancılıktan başlıyor daha doğrusu. Son kullanıcısına ulaşana kadar. Bunun içerisinde kimyasalcısı var aksesuarcısı var bu şekilde yayınlar yapmaya başladık.
Avrupa tabakçılar birliği genel sekreteri ile röportaj yaptık. Yayınlarımızda var. Sonra Sürdürülebilir Deri Vakfı ile röportaj yaptık. Bu arada Türkiye başta olmak üzere uluslararası fuarlara katılım sağlıyoruz. Lineapelle, APLF gibi birçok uluslararası fuara katılım sağlıyoruz. Ayakkabı’dan aksesuar fuarlarına kadar.
Kendimi anlattım ama belki aklınıza takılan bir şeyler de olabilir. Çekinmeden söyleyebilirsiniz.
Öncelikle Volkan Yılmaz ne iş yapar, neler üretir, “tanner.leather.stein” adındaki hesap hakkında bilgi sunabilirmisiniz?
Elbette, bahsettiğiniz gibi, benim deri hikâyem de sizinkine benziyor. Büyükbabamdan değil ama babamdan başlıyor. Babamın tabakhanesi vardı. Ben 1986 yılında Çanakkale’nin Biga ilçesinde doğdum. Babam 1978 yılından beri orada kendi tabakhanesini işletiyor. Çocukluğumdan beri tabakhanedeki bu kimyasal işleme olayını çok merak ederdim. Mucizevi bir tarafı var.
Deri o kanlı bir haldeyken sonra çok güzel lüks bir kumaşa dönüşüyor. Kimyagerlerin dönüşüm süreci bir sihir gibiydi, bir simya gibiydi. Onunla ilgilendiğimi fark ettiğimde babam beni yanına aldı. Babamın da hoşuna giderdi benim tabakhaneye gitmem onunla ilgilendiğim sürece severdi.
8-10 yaşından beri böyle ustaların peşinden koşmayı öğrendim. Dediğiniz gibi deri sektörü Türkiye’de çok değişken. Bir sürü alandaydım yani laboratuarla başladık, paket yaptık, Zeytinburnu’nda dükkanımız vardı. Hepsinin başında ben vardım, biraz ceket de diktik ceket de sattım, Laleli’de mağazamız da vardı.
Sonra hepsini kapattık, 2007’de deri fabrikamızı Türkmenistan’a taşıdık. Orda ortak bir şirket ile. Bir sene orada sığır üretimi yaptık. Daha önce küçükbaş yapıyoduk. Ülkenin şartlarından dolayı çok iyi gitmedi her şeyimizi bırakıp çıktık bir sene sonra çünkü çok rüşvet olayı vardı. Sonra bana Green Card çıktı, ben onu alıp Amerika’ya geldim. O arada babam emekli oldu diyebilirim. Altı ay falan Ermenistan’da tabakhane çalıştırdık, bir Ermeni iş adamı ile oda pek olmayınca artık Green Kartı’ımın son zamanı geliyordu, kısa bir süre sonra buraya geldim. Onlarda Emekli oldular. Sonra 7-8 yıl burada çeşitli işler yaptım. Taksi şoförlüğü, kamyon şoförlüğü yaptım. Sonra MBA yüksek lisansımı yapmak için okula döndüm. Amacım kurumsal bir işte danışman olmaktı.
İki yıl okula gittim. Bir iş buldum, Chicago’da bir danışmanlık pozisyonuna başladım. Tabii ki ilk defa kurumsal bir şirkette çalışıyordum. Bir yıl boyunca çok rahattı, para ve her şey iyiydi. Ama beni tatmin etmiyordu. Yani bir yıl boyunca içim içimi yiyordu. Geri dönüp ellerimle bir şeyler yapmak konusunda tereddütlerim vardı. Sonra işi bıraktım. Herkes dedi ki, sen deli misin? Yani o kadar zaman ve para harcadıktan sonra bırakılır mı bu işi falan dedi. Neyse, bıraktım.
Ne yapacağımı bilemedim, dericiliğe geri döneyim dedim. Derken YouTube’da cüzdan nasıl yapılır diye bakmaya başladım. Etsy’yi gördüm. 2017’de Etsy’de bir mağaza açtım PEGAI markası böyle başladı.
Derken güzel bir cevap aldık. Evet, Türkiye’de babam ve kardeşim satışlarımızı artırmaya başladığımızda, oradaki binamızı küçük bir atölye haline getirmeye başladılar. Her şeyi orada yapmaya başladık. Sonra o ürünleri burada satmaya başladık.
Daha sonra PEGAI işim haline geldi benim 3-4 ay içerisinde. O zamandan beri iyi büyüyordu. İki yıl önce falan, kişisel bir netlik diyebilirim, bir ilham diyebilirim. “Tanner Leather Stein” ismi 10 yıldır aklımdaydı, alan adını falan almıştım bir gün deri işine geri döneceğimi düşünürsem diye ama kullanmamıştım.
İki sene önce bir fikir geldi, yani bütün hayatıma baktığım zaman ben derinin içine doğdum, Deriyi severek bir şeyler yapmaya çalıştım. Sonra bu işe girdim, iyi gidiyor falan. Bütün arkadaşlarım hep soruyorlardı, bir şey aldım bakar mısın? Güzel mi? Deri mi? Sahte mi? Çok para ödedim mi? Gibi bu soruları birbirine eklediğimde dedim ki, insanlar deriyi seviyor ama yeterli bilgiye sahip değiller.
Deri alırken kendilerini güvende hissetmiyorlar. Bu tür deri bilgilerini sosyal medyayı kullanarak paylaşacağım. Yani insanlara deri böyledir, deri güzeldir, deri değildir. İşte böyle başladı. Bunu yapmak için, sosyal medya için güzel bir isim, güzel bir sahne adı olur dedim. Böyle başladık.
Bu arada lüks markalara bakmaya başladım. Saçma sapan pahalı ama neden pahalı olduklarını bilmiyordum. Ben de çok merak ediyordum. Sonra bir Louis Vuitton çanta aldık, kestik, açtık, baktık, sonra diğer tarafını deri olarak topladık. İlk video böyle başladı. Ondan çok iyi bir cevap alamadık ama ben 5-6 ay, 1 yıl boyunca böyle farklı konseptlerle bu bilgileri yansıtmaya çalışmaya devam ettim. Bir yıl sonra TikTok’ta bir video iyi bir cevap aldı. Sonra insanlar buraya geldi şunu yap, bunu yap diye.
Videolarınızı görüyorum, yırtıyorsunuz ve bu adamın ne yaptığıyla ilgili bazı yorumlar okuyordum. Bu arada da aynı yaştayız bende 1986’da doğdum. Serüvenimizde hemen hemen aynıymış. Gerçekten inişli çıkışlı bir sektör. Bir de ben bir köşe yazısı paylaştım Websitesi’nden, deri deyince yani ben sürekli firmaları geziyorum, onlarla röportajlar yapıyorum. Bazı şirketler mesela bana tabakhaneler beni ilgilendirmez diyor. Beni ilgilendirmez diyor çantacı mesela. Yani bunu anlatmak istedim neden?
Çünkü endüstri bir bütün aslında. Şöyle düşünmemiz lazım, son kullanıcıya gelene kadar, son kullanıcı çantayı ya da deri ceketi alır ama gerçek deri mi sahte deri mi bilmez ya da derinin ne olduğunu bilmez.
Bugün “Dünya Deri Günü” biliyorsunuz, bu anlamlı günde ne yapabiliriz bu sektöre daha iyi anlatabiliriz. Çok önemli aslında ben bunu vurguladım konfeksiyoncunun son kullanıcısına verirken deriyi anlatması lazım, bağırarak anlatması lazım ki tabakhaneyi de anlamlandırması lazım o yüzden…
Kesinlikle katılıyorum çünkü deri sektörü zaten bundan eksik kaldığından dolayı bazı şeyleri bugün yaşıyoruz. Bu sabah İspanya’dan bir arkadaşım bir video göndermiş Apple deriyi nasıl aksesuarlarından çıkardı diye 15 saniyelik saçma sapan YouTube videosu yapmış. Çok yakında onunla da ilgili bir video yapacağım. Yani Apple gibi bir firma işini bırakmış böyle bir saçmalıkla uğraşıyor ve yanlış haber yayıyor. Ama maalesef deri sektörün de suçu var.
Çünkü derinin hikayesini iyi anlatamadığımız için, çünkü doğal bir malzemeyi insanlara anlatmak gereklidir diye düşünüyorum. Bugün kullanmaktan vazgeçemeyeceğimiz doğal materyaller arasında mesela, ağaç gibi, metal gibi, su gibi toprak gibi yani deri doğadan gelen bir kumaş bizim için, yenilenebilir işlenmesini iyi yaptığın sürece uzun süreli kullanım ömrü var. Ve deri’yi ortadan kaldırdığınızda plastik, petrol gibi çevreyi kirleten herkes için zararlı olan ürünlere talep yaratmış oluyorsunuz. İşte Apple gibi büyük markalar maalesef bu ürünlere talep yaratıyor.
Ama maalesef deri sektörünün de hatası var burada insanlara derinin doğal oluşunu ve kullanılabilirliğini aşılayamadığı için. Birlik olamadığı için maalesef. Piyasadaki hiçbir deri markasına rakip olarak görmüyorum. Ben onu işbirliği yapan bir insan olarak görüyorum. Bir çöpü alıp geri dönüştürerek, insanların kullanması için yeniden tasarlayan bir endüstri olarak görüyorum. Biz bence en eski geri dönüşüm ileri dönüşüm endüstrisiyiz ve bu anlamda birlik olacağımız ve bunu anlatacağımız yerde, maalesef bazen o marka iyi değil, bu marka kötü falan gibi şeylere giriyoruz.
Herkes kendi kabiliyetinde elinden geldiğince bir şeyler yapıyor yani amaç eleştirmek değil insanlara ne kadar güzel işler yapmaya çalıştığımızı anlatmak. Daha temiz çevreye duyarlı bir ürün nasıl yapılır onu konuşuyoruz ve insanlara anlatıyoruz. Ben de biraz bunu yapmaya çalışıyorum marka değerlendirmekten ziyade.
Öncelikle Dünya Deri Günü’nde yayın yapıyoruz Bu anlamlı günde neler söylemek istersiniz?
Deri, bence doğadan bize gelen tek kumaştır. Kumaş olarak gelen bir malzeme. Bütün doğal malzemeleri seviyorum, onlarla uğraşmayı, bir şeyler yapmayı. Ağaç gibi, metal gibi, toprak gibi. Saygı duyuyorum ama deri sektörünün içinde büyüdüğüm için deriye karşı çok farklı bir sempatimim var.
Muhtemelen şimdiye kadar yaptığımız yayınlardan da. Ve maalesef günümüzde insanlar her zamankinden daha fazla derinin alternatifi olarak ortaya çıkartıldığı ve öyle görülmeye çalışıyor. Yanlış bir şekilde, özellikle büyük markalar tarafından, büyük bir yanlış PR çalışması yaptığı günlerde, bence deri sektörü bir araya gelerek ve insanların deriye gösterdiği ilgiyi sevgiyi büyütecek onlara yardımcı olup anlamalarını kullanmalarını sağlayıp sektörü çok daha temiz çok daha doğaya saygılı ve sürdürülebilir hale getirmenin tam zamanı diye düşünüyorum. Bu konuda ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Sektördeki herkesle işbirliği yapabilirsek ve bu hikayeyi iyi anlatabilirsek herkesi bana ulaşmalarını bekliyorum. İstediğiniz zaman mail atabilirsiniz, podcast yapabiliriz, video çekebiliriz. Deri Günü’nde insanlara bu konuyu güzel bir şekilde anlatabiliriz.
Kesinlikle çok doğru.
Ve üstüne üstlük et yiyoruz. Tamam, et yemeyen insanlar da var ama biz et yiyoruz. Her anlamda et tüketimimizi bir şekilde tamamlıyoruz. Ama biz insanoğlu olarak bu etin derisini sorgulamıyoruz akşam evde yemek yiyeceğiz ya da mesela bir toplantıya gidiyoruz masada et yiyoruz. Bunun derisi nerede? Bunu kesinlikle sorgulamamamız gerekiyor. Bunu sorgulamadığımız için birbirimize tutunamıyoruz, birbirimizle konuşamıyoruz, rekabet doğuyor, farklı şeyler oluyor. Bunu sorgulamalıyız diyorum aslında. Onun için bu anlamlı günde buradan bir mesaj olsun.
Volkan Bey, ikinci soruma geçiyorum, şu anda yaptığımız şey sanırım kalite kontrol için. Bu çalışma tüm ürün gruplarını kapsıyor mu? Yani sadece çanta değil, ayakkabı da dahil mi? Tüm ürün grupları içeriyor mu?
Elbette kapsıyor. Şu ana kadar en çok çantayı biz yaptık. En çok talep oradan geldi. İzleyicinin yorumlarına bakarak biraz karar vermeye çalışıyorum. Neyi inceleyelim diye. Ama ayakkabılara da baktık. Çok farklı şeylere de baktık. Deri koltuklar, beyzbol eldivenleri gibi farklı şeylere baktık.
Deriye dokunulan yerlere bakmak için bir planım var. Zaman kısıtlaması nedeniyle o bölgeleri açamadık. Yakında bir ceket alıp incelemek istiyorum. İnsanlara anlatmak istiyorum. En çok bildiğim yerlerden biri daha önce yaptığımız konfeksiyondan dolayı. Ama henüz zamanı gelmedi.
Bilirsiniz, kalite kontrolden daha ziyade ben biraz da algı olarak insanlara vermek istiyorum. Şu ana kadar deri sektörü, bütün markalar, herkes, hani benim derim iyidir, benim markam güzeldir, benim malımı alın. Zaten güzel şeyler söylüyorlar, para vererek, pazarlama ile. Ama kimse müşteriye gelip de benim ürünümde şu deri var, şu kadara mal oluyor demedi. Hepimiz markanın pahalı olduğunu, bunun marka yüzünden olduğunu biliyoruz.
Mesela Starbucks’a gittiğimizde kahvenin Starbucks adından dolayı pahalı olduğunu biliyoruz düşündüğümüz zaman o kahvenin maaliyeti ne kadar kendimiz çıkarabiliyoruz gidip kahve alıyoruz evde aynısını yapabiliyoruz. Az çok bilgimiz var o süreçle alakalı. Ama deri de böyle bir durum yok. Çantayı alıyorlar markadan dolayı pahalı olduğunu biliyorlar ama ne kadar ödediklerinin farkında değiller. Benim amacım bunu alıp, çok para verdiniz, en iyi deri bu, açalım bakalım arkasındaki matematik neymiş, ben size anlatayım. Sonuçta kimsenin bilmediği, görmediği perde arkasında kalan bir sektör gerçeği.
Bir anlamda kaliteye bakalım, bilirsiniz, çok pahalı. Gerçekten o seviyede mi, hak edecek parayı mı veriyorsunuz? Ya da belki de o seviyede bunu bilmiyoruz. Hani o ikisinin maliyet ve marka algısını kafalarında çok daha rahat oturtabiliyorlar. Ve yaptıkları alışverişlerde ben şu markaya, şu primi vermek istiyor muyum, istemiyor muyum? Daha kolay karar verebilsinler diye ben bu videoları bu amaçla yapmaya başladım.
Şimdi aslında bunu öğrenmek istiyorum. Kalite kontrolden bahsediyorum dediniz ama buradaki analizde biraz daha detay verebilirseniz en azından insanlar bunu daha rahat algılayacaktır.
Evet. Tabii ki her bir ürünü çanta olarak ele alırsak 4-5 farklı faktör bir çantanın kalitesini oluşturuyor. Bunun koleksiyonun kalitesini oluşturduğunu düşünüyorum. Birincisi tasarım, ikincisi deri, üçüncüsü aksesuarlar, bu metal parçalar. Dördüncüsü işçilik, nasıl bir araya getirildiği. Beşincisi ise yapı, bilirsiniz, mühendislik, içerideki destek mekanizmaları. Bu her deri ürün için geçerli olmayabilir ama karmaşık çantalarda çok önemli bir faktördür.
Yani o çantanın nasıl duracağı, içinin nasıl tasarlandığı vesaire çok önemli. Açmadan bunu görme şansımız yok. O yüzden ben çantaları kesip kırarken bu unsurlara bakıyorum. İçinde nasıl bir mühendislik yapılmış, ne tür destek malzemeleri, hangi kalitede malzemeler kullanılmış. Bu her deri ürününe uygulanmayabilir ama kompleks çantalarda çok önemli bir faktör. O çantanın nasıl duracağı hani içerisinde nasıl tasarım yapıldığı gibi. Bunu açmadan da görme şansımız yok çantaya bakarak. O yüzden çantaları kesip parçaladığımda bu sıralamaya bakıyorum. İçerisinde nasıl bir mühendislik yapılmış nasıl destek malzemeleri kullanılmış genellikle fark orada çok belli oluyor. Çantanın dışını herkes düzeltiyor ama bazı markalar leş gibi içinde bırakıp gidiyor. Çok ucuz malzeme kullanıyorlar, neden? Kimse görmeyecek çünkü, kimse bu çantayı açmayacak.
Ama öte yandan bazı markalar içini de dışı kadar güzel aynı kalitede malzeme yapıp aynı temizlikte bitiriyorlar. Onu da gördüğümüzde markanın kalite algısını daha iyi algılayabiliyoruz. Deriyi kestiğimizde yüzeyine aseton uygulayıp finisajını çıkarıp altındaki derinin kalitesini görmeye çalışıyorum. Deri hakkında tabaklama ile verilen bilgiler doğru mu değil mi? Bitkisel tabaklanmış deri yazıyorsa yakıp ona bakıyorum. İşçiliğe bakıyorum içerisinde ve dışarısında temizliğine. Sonra aksesuarlar metal aksamlarda kaliteye bakıyorum zamak mı? Çelik mi? Bronz mu? Prinç mi? Olabildiğince detaylı inceleyip o fiyata göre kıyaslamaları için bir ön bilgi vermeye çalışıyorum insanlara.
Aksesuarlar bu arada gerçekten çok önemli çünkü sürdürülebilirlik açısından çok önemli. Buradaki kullandığımız derinin kalitesine bakarken aksesuara da odaklanmak çok doğru…
Sustainable Leather Foundation, Sayın Deborah hanım ile röportaj yaptığımızda şöyle bir örnek vermişti, insanlar dijital telefon alıyor görsel olarak güzel ama bunun içerisindeki parçaları ne kadar sürdürülebilir bir malzemeden yapılmıştır? Şeklinde aynı şekilde aksesuar için geçerlidir diye düşünüyorum.
Aksesuar gözardı edilen bir şey şuanda pek bilinmeyen kimsenin konuşmadığı bir şey ama kendi alanında çok derin bir dünya var ve çok riskli bir şekilde üretilen aksesuarlar var. İnsan sağlığına yapıldığı yerin çevresindeki kimyasalların insan sağlığı için çalışanlara verdiği zararlar var. Dolayısıyla buna bakmamız, değerlendirmemiz ve üzerinde düşünmemiz gerekiyor. Birazda onlara bakarak farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
Ürün grupları veya ürünler arasında analiz yaptığımızda nihai sonuca odaklanarak neler söylenebilir dedim ama az önce de söylemiştiniz zaten.
Evet dediğim gibi çantalarda bu 5 kıstas önemli ama tabi bunu cekete çevirecek olursak biraz daha farklı olur bu. Modelin kalitesi daha çok önem olabilir konfor, görsellik, kumaşları kalitesi olabilir. Ayakkabı da farklı olabilir, Ayakkabı hakkında çok fazla bilgim yok. Muhtemelen en az bilgim ayakkabı’da var. Burada birkaç ayakkabı inceledik. Ayakkabıların teknik mühendisliği hakkında bir şey söyleyemem ama deri ve malzeme kalitesi hakkında elimden geldiğince bir şeyler söylemeye çalıştım. En çok kullanılan ürünlerden olduğu için ayakkabı kategorisi, videoları da çok izleniyor tabi ileride ayakkabı videosu yapacağız.
Başarılarınız daim olsun, özellikle ayakkabı da deri tüketiminde yüzde altmış oranında ayrılıyor.
Bu arada aklınıza takılan bir şey var mı? varsa cevaplayabiliriz. Sormak istediğim o kadar çok şey var ki zamanımız çok kısıtlı.
Şu anda aklıma gelen başka bir şey yok. Ama başka sorularınız varsa mesaj gönderebilirsiniz. Ya da bir e-posta gönderebilirsiniz. Kaydedip gönderebilirim. Ya da yazarak cevap verebilirim. Dediğim gibi deri ile ilgili bilgi paylaşmak, deri hakkında konuşmak için her zaman her şeye açığız.
Bu arada, Amerika’da Lineapelle fuarı düzenleniyor. Gazeteci ekip arkadaşım katılmıştı daha önce. Amerika’da deriye karşı farklı bir bakışta var. Bir taraftan ormansızlaşma olarak ta bakılıyor bir taraftan da iklim değişikliği bazından da bakılıyor. Öyle görüşlerde olabiliyor tabi ama dernekler aracılığıyla, çeşitli kurumlar aracılığıyla manifestolar yapılıyor. Avrupa bu konuda çok iyi gidiyor ama farklı ülkeler bu konuda biraz geride yani öyle diyebiliriz.
Kesinlikle. Avrupa’da çok daha aktif bir çalışma var. Bu konular özellikle sürdürülebilir tarımdan başlıyor. Ama biliyorsunuz, sosyal medyadan gelen bilgilerle insanlar değişebiliyor. Tabii ki insanların tarafları da değişebiliyor. Bu kültüre bağlı, ne yediğinize, ne içtiğinize bağlı ve aynı zamanda damak tadına da bağlı. Et yemeyen insanların deri kullanmak istememesine saygı duyuyorum. Ama et yiyen birinin deriye karşı çıkması biraz ikiyüzlülük.
Eğer et yiyorsanız, bu deriyi üretiyorsunuz demektir. Sizin için sorumlu eylem bu deriyi kullanmaktır. Plastik talebi yaratacağınıza etin yan ürünü olan deriyi kullanmak sizin için çok daha sorumlu bir karar. Dünya için çok daha sorumlu bir karar. Yani tabii ki bunu insanlara anlatarak, bilen insanlar var, bilmeyen insanlar var.
Biz bunları yapmaya çalışıyoruz. Amerika’da deriyi seven çok büyük bir kitle var. Şu ana kadar gördüğüm kadarıyla Amerika’nın deri seven bir toplum olduğunu düşünüyorum. Ama Avrupa gibi değil, biliyorsunuz onların tarzları farklı. Genelde daha rustik ve doğal derileri seven bir toplum. Yani moda genelde rustik ve doğal derileri seven bir toplum.
Kadın çantası dışında konuşacak olursak, burada genellikle bu kovboy tipi deriler kullanılıyor ki ben de çok seviyorum. Avrupa’ya gittiğimizde Avrupa çok daha sofistike, daha bitmiş, standartlaşmış şeyler. Alan çok daha geniş.
Bende bunu biraz önümüzdeki sene Avrupa’da yapmaya devam edeceğim. Orada çok daha fazla içerik imkanı var. Dediğiniz gibi, buradaki Lineapelle, oradan bile gözlemleyebilirsiniz çok küçük bir otel salonu, bir otel katı gibi. Ama Lineapelle Milan, gezmekle bitiremediğimiz içerik için de olarak, deri kültüründe için de, Avrupa bence dünyanın merkezi deri açısından. O yüzden gelecek yıl bir süreliğine İspanya’da olacağım. Orada bir şeyler başlatacağız. Sanırım orada çok daha fazla deri içeriği üretme şansımız da olacak. Bunu gerçekten dört gözle bekliyorum.
Bildiğim kadarıyla seninle röportaj yaptı Thomas, Olivenleder ben de almanyada ki tabakhanesine gideceğim. Biz bir de Dergi çıkartıyoruz Magazine Leather websitesi’nden ayrı olarak bir de dergi çıkarıyoruz. Thomas ile röportaj yapmıştık, çok beğendi.
Çok iyi bir arkadaş doğru, iki ya da üç ay önce oradaydım. Almanya’daki yerlerinde buluştuk. Orada da görüştük Thomas’la çok iyi bir arkadaş görüştüğüzde selam söylersiniz.
Volkan bey çok çok teşekkür ederim Magazine Leather’a vermiş olduğunuz bilgiler için umarım sizden açınızdan keyifli bir Tanner Leather Stein olur. Yayınlarınızda daha daha başarılar dilerim.
Ben teşekkür ederim zaman ayırdığınız için.
Sağolun…