Türk deri mühendisinden karanlıkta parlayan deri inovasyonu
“Bu ürün deri bir malzeme, karanlıkta parlama özelliği var. Birçok kullanım alanı olabilir. Ayakkabı derisinden giyim derisine, çanta derisinden ev eşyalarına, otomotiv döşeme derisinden iç duvar tasarımlarına kadar birçok alanda kullanılabilir.”

Sayın Evrim Kadıoğlu Marriott, sizi tanıyabilir miyiz?
Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Deri Mühendisliği Bölümü’nden 2004 yılında dünyanın ilk 9 deri mühendisinden biri olarak mezun oldum. Kariyerime ilk olarak tabakhanelerde çalışarak başladım. Bu arada deri üretim teknikleri, özellikle deri makyajı dediğimiz deri finisajı konusunda uzmanlaştım. Daha sonra deri kimyasalları üzerinde çalışmaya başladım, bu aşamada deri finisaj reçeteleri yazma ve nihai üreticinin kullanmak istediği renkte veya tutumda veya baskılarda deri yapma konusunda deneyimim vardı. Deri mühendisi olma tutkum yaklaşık 20 yıldır uluslararası çalışmalarımla devam ediyor.
Deri mühendisi olma tutkumdan biraz bahsetmek istiyorum…
Öncelikle sizi tebrik etmek istiyorum. Çok güzel bir girişim yaptığınızı düşünüyorum, umarım hayırlı olur ve hem sizin için hem de ulusal ve uluslararası deri sektörümüz için çok güzel bir yolculuk olur.
Magazine Leather ekibi olarak göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederiz.
Aklınıza gelebilecek her tür deri ile çalıştım. Küçükbaş hayvanlar, büyükbaş hayvan derileri, egzotik deriler ve hatta kürk süet… Sonra yönümü biraz değiştirdim ve konfeksiyona döndüm. Deri giysi üreten fabrikalarda ve daha sonra deri çanta üreten fabrikalarda çalıştım. Bu fabrikalarda daha çok kalite kontrol sistemlerine ve üreticinin müşterileriyle, özellikle de yabancı müşterileriyle olan ilişkilerine destek verdim. Ardından 2013 yılında Fransa’daki bir şirketten teklif aldım ve Fransa’ya taşındım. Bu arada egzotik derilerin satın alma ve kalite süreçleri üzerinde çalıştım. Orada yaklaşık bir yıl çalıştıktan sonra Türkiye’ye geri döndüm. Açıkçası Fransa’da çalıştığım dönem hem kişisel hem de profesyonel olarak beklentilerimin biraz altındaydı ve iyi ki dönmüşüm çünkü yaklaşık bir yıl içerisinde Burberry firmasından Londra’daki ana ofislerinde çalışmak üzere teklif aldım ve Kıdemli Deri Mühendisi olarak hammadde departmanlarında çalışmaya başladım. Burberry beni İzmir’den Londra’ya çok rahat bir şekilde taşıdı. Bu şirkette yaklaşık 2,5 yıl çalıştım ve kariyerimin en keyifli dönemlerinden biriydi, çünkü tedarik zinciri, tabakhaneler, kimya şirketleri ve konfeksiyon alanındaki tüm deneyimlerimi ifade edebileceğim çok kilit bir pozisyondu. Ve diğer çapraz fonksiyonel departmanlarla çalışma fırsatım oldu.
Bunlar ürün mühendisliği, ürün geliştirme, kumaş onayı gibi departmanlardı. Bu süreçten sonra aslına bakarsanız ilginç bir hikaye. Bu arada, yüksek lisansımı deri mühendisliği üzerine yaptım. Nano-teknolojik uygulamalarla deri finisajının kalıcılığı üzerine bir çalışma yaptım. Ben de bu çalışmayı bir Tübitak projesi olarak geliştirdim ve başarıyla tamamladım. Daha sonra aynı bölümde doktora eğitimime başladım. Burberry’de çalışırken doktoram hala devam ediyordu. Ancak o dönemde yürürlüğe giren bir yönetmelik ile doktoramı tamamlama sürem kısıtlandı ve ben de Burberry’den istifa ederek doktoramı tamamlamak üzere Türkiye’ye dönmeye karar verdim. O dönemdeki bazı karışıklıklar nedeniyle Türkiye’ye dönemedim. Ardından 2016 yılında şirketim “Evolution Leather Consulting” kuruldu. Bu süreçte kendi şirketim üzerinden Burberry’ye, diğer bazı start-up firmalara veya yatırımcı firmalara deri teknik danışmanlığı vermeye başladım. Daha sonra bu kez lüks deri ürünlerin restorasyonunu yapan bir firmada deri mühendisi ve operasyon müdürü olarak çalışmaya başladım. Aynı dönemde dünyanın dört büyük uzman platformunda deri uzmanı olarak çalışmaya başladım. Yine yüksek lisansım sırasında bir başka deri mühendisi arkadaşımla deri malzeme buluşu yaptık.

Bu konu hakkında kısaca konuşmak istiyorum.
Bu buluşumuzda, güneş ışığını ve yapay ışığı emerek karanlıkta parlama özelliğine sahip bir deri malzeme yarattık. 2010 yılında Kürk-Süet hariç aklınıza gelebilecek tüm derilere uygulanabilir hale getirdik ve patentini aldık. Yaklaşık 10-12 yıldır pazara girmek için çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde yaptığım anlaşma ile tekstil deri kombinasyonunu uluslararası pazarda ilk kez bir marka ile görme şansına sahip olacağız. Şimdi danışmanlık çalışmalarım devam ediyor. Benim de çok kısa süreli bir işim vardı, lüks deri ürünleri üreten bir fabrikanın kalite ve geliştirme direktörüydüm ve bu şirketle yavaş yavaş toparlanıyoruz. Birkaç taslak projem var, onlara yoğunlaşmak istiyorum ve aynı zamanda bu yılki af ile doktora eğitimime geri dönüyorum. Umarım birkaç yıl içinde tezimi tamamlamak ve doktoramı almak mümkün olur.
Deri mühendisliğine ilk tabakhaneden başladığınızı söylediniz, tabaklama insanlık tarihinden bu yana hemen hemen aynı işlemlerle yapılıyor. Deri sektöründen biri olarak ilk aşamada sizin duygularınızı almak istiyorum.
Bildiğiniz gibi deri çok eski zamanlardan beri çok uzun süre işlenmiştir. Aslında ıslak işlemler ve bitirme işlemleri olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Islak proseslerde, ıslatma, yumuşatma, kireçleme, asitleme, tabaklama, retenaj gibi prosesleriniz var ve bunlar geçmişte proses olarak takip ediliyordu, ancak kullanılan kimyasallar o zamanlar yumurta akı ve köpek dışkısının pankreatik enzimleri gibi daha doğaldı. Artık bu enzimler daha ticari kimyasallar haline gelmiş ve üretim süreçleri teknik, daha hızlı ve daha etkili hale gelmiştir. Diğer kısım ise finisaj süreci, yani derinin makyajını yaptığımız ve benim çok ilgimi çeken uzmanlık alanım olan süreç.
“Derinin Makyajı” dediniz, konuyu biraz daha detaylandırabilir misiniz?
Bitirme süreciyle ilgili ilk dersimizi aldığımızda öğretmenimiz insan makyajıyla ilgili bir örnek verdi. Tıpkı yüzünüze çok fazla fondöten ve çok fazla ağır makyaj yaptığınızda cildinizin doğal görünümünün kapandığı gibi, deri de öyle. Başka bir deyişle, deriyi çok fazla apre katı ve pigmentle kapladığınızda, aslında derinin doğal görünümünü ve gözeneklerini kapatmış olursunuz. Bu nedenle finisajı derinin makyajı olarak tanımlamanın çok uygun olduğunu düşünüyorum.
Biraz meraklı ve yaratıcı bir çocuktum, dolayısıyla finisaj kısmı yaratıcılığımı daha fazla gösterebileceğim ve deney yapabileceğim bir alandı ve orada sadece pigmentlerle, boyar maddelerle, mumlarla, dokunuşlarla, yani deriye tavrını verdiğimiz maddelerle oynamıyorsunuz, aynı zamanda derinin kalite beklentilerini de yerine getirmiyorsunuz. sen getir. Örneğin derinin aşınma direncini, derinin ışık haslığını, derinin finisaj direncini, su geçirmezliğini veya kir tutmazlığını bu finisaj bölümünde daha fazla deneyimleyebilir ve yerine getirebilirsiniz.
Kendi ürünümle ilgili olarak, buluşum bitirme aşamasında deneyimlenebilecek bir çalışmaydı.
Fotolüminesan pigmentlerin deri finisajında uygulanabilirliğini araştırdık. Yaklaşık 6 aylık bir çalışmanın ardından doğru formülasyonu elde ettik ve derimiz artık güneş ve yapay ışıkla şarj edildiğinde karanlıkta parlıyor. Ondan sonra İngiltere’de patenti ve markayı aldık.
Ürününüzü daha detaylı anlatabilir misiniz? Yaptığınız ürünün faydası nedir, son kullanıcı ne tür sonuçlar fark ediyor?
Bu ürün deri bir malzemedir, karanlıkta parlama özelliğine sahiptir. Ayakkabı derisinden giysi derisine, çanta derisinden ev eşyalarına, otomotiv döşeme derisinden iç duvar tasarımına kadar birçok kullanım alanına sahip olabilir. Floresan ve neon malzemeleri duymuş olabilirsiniz. Bunlar çok kalın filmlerle kaplı malzemelerdir, bu nedenle malzemenizin doğallığı artık çok fazla yoktur ve çok yüksek bir parlaklık vardır. Malzememizde deri özelliğini korur ve aynı zamanda güneş ışığı veya yapay ışık ile yaklaşık 30 dakika şarj edilir, yaklaşık 3-4 saat parlar ve yavaş yavaş solar, aynı deriyi 40 yıl boyunca şarj edebilir ve tekrar parlaklık özelliğini elde edebilirsiniz. Tek bir sınır var, bu formülasyonu siyah deriden beyaz deriye kadar tüm deri tonlarında uygulayabilirsiniz. Ancak beyaz deri üzerine uyguladığınız formülasyon en fazla parlaklık etkisini verirken, siyah deri üzerine uyguladığınız formülasyon en az parlaklığı verir. Ve karanlıkta parlama yeteneğiniz siyahtan beyaza doğru tonlarda kademeli olarak artar. Bunun dışında, bu malzeme hem fiziksel hem de kimyasal olarak tüm temel testleri geçiyor ve bu da bir deri mühendisi olarak en çok gurur duyduğum şeylerden biri. Dediğim gibi kullanım alanları tamamen hayallerinizle sınırlı yani deri bizim aklımıza gelebilecek tüm sektörlerde ana ürün veya yan ürün olarak kullanılan tüm endüstrilerde kullanılabilen bir ürün.

Özellikle, işçi ayakkabıları iş kazalarını önlemek için kullanılabilir mi?
Şahsen, GloTech deri veya karanlıkta parlama özelliğine sahip herhangi bir malzemenin güvenlik için birincil malzeme olarak kullanılmasından yana değilim. Neden? Çünkü bu tür yerlerde reflektif malzemelerin kullanımı zamanla solmadıkları için daha standarttır, ancak bunları desteklemek için yan ürün olarak da kullanılabilir.
Örneğin Amerika’da bir müşterim var, bir motosiklet kulübü deri ceketlerinde etiket olarak GloTech deri kullanıyor. Biraz daha estetik bir malzeme diyelim ya da dekoratif deri kaplı abajurlarda kullanılabiliyor, mesela ışığı açtığınızda deriniz aynı anda şarj oluyor, ışığı kapattığınızda abajurunuz estetik bir şekilde parlıyor.
Çalışmalarınızın deri sektörüne ışık tutacağını düşünüyorum. Deri ile ilgili başka çalışmalarınız olacak mı? Farklı alternatifler mi arıyorsunuz?
Aslına bakarsanız aklımda birkaç maddi deney daha var ve dediğim gibi ben hep çok meraklı bir çocuktum ve meraklı bir insan olmaya devam ettim. Anlayabilirim. Ancak şu anda konuşmak için çok erken.
Kimyadaki ilk işlem adımından bahsettiniz. ‘Derinin makyajı’ sizin alanınız olduğuna göre, teknik konularda nasıl bir çeşitlendirme olabilir? İtalya bunu iyi yapıyor. Örneğin tabakhaneler müşterinin talebine göre gidiyor, üretim noktasında daha fazla üretilebilirlik ve inovasyon anlamında neler söylemek istersiniz?
Aslına bakarsanız burada bir gerçeklik payı var, biz hala son geliştirmeleri yaparken İtalyan teknisyenlerden ve İspanyol teknisyenlerden destek alıyoruz. Aslında bu anlamda mezun olan birçok insan kaynakları ve deri mühendisi arkadaşımız var. Aslında kimyasallar konusunda zaten çok ciddi bir altyapımız var yani kimyasal malzeme üreten firmalarımız var, kendi kimyasal malzemelerimizi üreten firmalarımız var, bunların dağıtımını yapan firmalarımız var, sadece bunun biraz daha teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle yeni mezun deri mühendisi ve deri teknikeri arkadaşlarımızın bu konuda inovatif çalışmalar yapmaları ve yeniliklere imza atmaları teşvik edilmelidir.
Deri tarihi araştırmamda bunu gözlemledim. Denizciler Fenikeliler deri yelken yapmışlar ve bununla ilgili bir araştırma var. İnovasyon gibi farklı arayışlar da moda ve farklı olma noktasında….
Sektörde genel olarak ne yapıyoruz? Özellikle mevsimsel olarak oluşan trendler var, genelde onları takip ediyoruz ya da benzerlerini yapmaya çalışıyoruz, aslında Ege Üniversitesi’nde belki deri mühendisliği bölümümüz var, belki biraz daha teknik konular üzerine, belki tasarım, ki yapıldığını biliyorum, çalışmalar biraz daha tasarım odaklı yönelimler olabilir. Ayrıca, güzel sanatlarla ortak projeler artırılabilir. Sonuçta ‘Made in Turkey’ deri bence önemli bir yere sahip.
Dediğim gibi, bu konuda zaten insan kaynağımız var. Belki aynı zamanda daha fazla deri mühendisi ve deri teknisyeni maddi ve manevi olarak teşvik edilebilir. Olmaz.
Giyim bölümünde çalışmalarınıza ilk başladığınız süreci anlatırken, Giyim bölümünde Bitkisel deriden bahsetmek istiyorum. Sürdürülebilirlik açısından neler söylemek istersiniz?
Dediğiniz gibi, bitkisel tabaklanmış deriler var, yarı bitkisel tabaklanmış deriler var, krom veya sentetik tabaklama malzemeleriyle tabaklanmış deriler var. Krom tabaklanmış derilerde bile, yasaklı kimyasal listelerine artık sıkı bir şekilde uyulduğu için belirli sınırların altında kullanın. Örneğin, ıslak-beyaz deriler vardır. Örneğin Louis Vuitton marka çantalarda görürsünüz, sapların köşelerinde veya çantanın alt kısmında kullanılırlar veya bitkisel tabaklanmış deriler çantanın her yerinde kullanılır, ancak yarı bitkisel tabaklanmış veya krom tabaklanmış deriler daha kolay dikilebildiği için çoğunlukla giysilerde veya kıyafetlerde kullanılırlar. . Sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda, hammaddeden üretime kadar belirli düzenlemelere uyulduğu sürece uygun olduğunu düşünüyorum. Belki de en uzun süredir bu konu ile iç içe olan bir sektör bu yüzden maalesef “Vegan” deriler ya da aslında deri olmayan deriler son dönemdeki propagandalar ile olumsuz ön yargılar almaya başladı ama son dönemde bu yargının kırılmaya başladığını düşünüyorum. . Ve dediğim gibi, belirli kimyasal düzenlemelere uyulduğu sürece, birçok ülke artık buna adapte oluyor ve adapte olamayanlar da artık ihracat yapmakta zorlanıyor. Dolayısıyla hem deri malzemesi ‘Sürdürülebilir’ hem de deri üretimi buna uygun, bu benim kişisel görüşüm.
Sonuçta bir insan popülasyonu var ve bundan sonra bitkisel deri tamam ama bunu deri olarak yansıtmak gerçek deri için bir vurgun yani sürdürülebilirlik açısından….
Tabii ki zaten resmi olarak doğru değil, deri malzeme diyebilmeniz için hayvanlardan elde edilen bir malzeme olması gerekiyor, bunun dışında tüm malzemeler, birçoğu fazla poliüretan ve diğer kimyasallar ve diğer istenmeyen kimyasallarla elde ediliyor. Aslında çevre için çok daha zararlıdır. Ve bence insanlar bu konuda son tüketicinin farkına varmaya başlıyor ve deri sektöründeki birçok kurumun bu konuda çok ciddi manifestoları, çalışmaları ve yayınları var ve ben bunu memnuniyetle izliyorum.

Aslında karşıt görüş daha çok hayvanseverler kullanılarak oluşturuluyor, bu doğru bir yaklaşım değil çünkü sektör hayvanları derisi için öldürmüyor. Bunun kırılması gerekiyor.
Örneğin hala timsah fabrikaları var, derileri için öldürülen hayvanlar çoğunlukla derileri için kullanılıyor, bu yüzden onların bile belirli düzenlemelerden geçirilmesi gerekiyor.
Deri, et endüstrisinin türev bir yan ürünü olarak düşünüldüğünde aslında çok daha doğru, birçok deri endüstrisinde birçok insan zaten derisi için birçok profesyonel hayvanın öldürülmesine karşı. Ancak üretimin büyük kısmı zaten et endüstrisinin atık ürünlerini kullanmaya dayalı bir endüstri. Bu yüzden söylediklerinize tamamen katılıyorum.
Deri, et endüstrisinin türev bir yan ürünü olarak düşünüldüğünde aslında çok daha doğru, birçok deri endüstrisinde birçok insan zaten derisi için birçok profesyonel hayvanın öldürülmesine karşı. Ancak üretimin büyük kısmı zaten et endüstrisinin atık ürünlerini kullanmaya dayalı bir endüstri. Bu yüzden söylediklerinize tamamen katılıyorum.
Diyelim ki aynı anda et tüketen hiç kimse yok, bir kişi mutlaka et tüketecek ve sonra o hayvanın derisinden ve etinden faydalanacak. İçgüdüsel bir tepki olduğu için onu yok etmek mantıksızdır.
Postu et için kullanmadığınız zaman çok ciddi miktarda atık üretiyorsunuz ve tarlalara gönderiyorsunuz, aslında çok pozitif bir sektör yani o atığı doğru proseslerden geçirerek dünyanın en konforlu, ergonomik, lüks malzemelerinden birine dönüştürüyorsunuz. Beni en başta heyecanlandıran da buydu ve aslında kişisel olarak tutkuyla bağlı olduğum şey de bu. Başka bir deyişle, atık bir ürünü değerlendirip lüks bir malzemeye dönüştürüyorsunuz. Ya da insan sağlığını desteklemeyi düşünün, hangi malzemeden bir ayakkabı ayak sağlığınızı deri kadar destekleyebilir. Henüz bildiğim başka bir materyal yok, gelecekte olup olmayacağını bilmiyorum. Yani derinin nefes alabilirliği, derinin buhar ve ter geçirgenliğinin ergonomisi, derinin birçok olumlu performansı var ve ben deri malzemenin bugün de yarın da çok kolay kaybolmayacağını ve her zaman gündemde olacağını, belki şu anda olduğu gibi alt markalarda azalabileceğini ama azalsa bile orta ve üst segmentlerde deri kullanımının devam edeceğini düşünüyorum. Bunun devam edeceğini tahmin ediyorum. Aynı zamanda, sürdürülebilir deri zaten çok uzun bir kullanım ömrüne sahiptir. üstündeki cildi de yenileyebilirsiniz. Yani bahsettiğim çalışmalardan biri de kariyerimdeki deri restorasyonuyla ilgiliydi. Yıllardır çok sevdiğiniz çantanızı restore edebilir ve yıllarca, belki bir on-on beş yıl daha kullanabilirsiniz. Ve neredeyse yeni haline getirilebilir. Deriyi restore ettiğinizde, deriyi yaşam döngüsüne geri koyarsınız ve kullanılamaz hale geldiğinde, başka malzemeler kullanmak için deriyi geri dönüştürebilirsiniz. Yani aslında döngüsel bazda modaya ve ekonomiye de hizmet eden bir sektör ve ben bu döngünün tüm zincirlerinde çalışma ve deneyimleme fırsatı bulduğum için mesleki olarak şanslıyım.
Verdiğiniz bilgiler gerçekten ilham verici. Aklımdan geçenlerin çoğunu zaten yanıtladınız. Genel olarak moda endüstrisi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Uluslararası alanda tanınan deri markalarımız var ve bunların Türk tasarımcılar ve Türk teknik insanlarla arttığını görmek isterim. uluslararası pazarda. Ege Üniversitesi’nin hem deri mühendisliği bölümünün hem de güzel sanatlar tasarım bölümlerinin multidisipliner çalışmalarla bunu destekleyebileceğini düşünüyorum, hem akademik olarak hem de endüstriyel olarak çünkü çok ciddi bir kaynağımız var ve çok ciddi çalışan tabakhanelerimiz ve konfeksiyonlarımız var. Kariyerim boyunca üretimini hayranlıkla takip ettiğimiz birçok üreticiden, bazen birçok markadan hem fiyat-kalite performansı hem de işçilik kalitesi açısından daha iyi olduğumuzu gördüm. Sadece uluslararası toplumda farkındalığımızı biraz daha arttırmamız gerekiyor. Bu anlamda markalaşma çok önemli, ben şahsen kendi markam ve patentli ürünümle bu anlamda katkı sağlayabileceğimi umuyorum. Çalışmalarım devam edecek. Tabii ki kendi açımdan karanlıkta parlama özelliğine sahip kendi ürünümü uluslararası pazarda görmek ve çeşitli sektörlerde kullanıldığını görmek isterim. Aslında en büyük hayallerimden biri elektrikli araçlarda kullanıldığını görmek. Bir yandan enerji kazancınız var. LED ışıklar ya da elektrik yerine doğal bir malzemeden ışık alıyorsunuz, estetik olarak, bu anlamda böyle bir hayalim var. Umarım gerçekleşir. Malzememiz iki yıl önce ABD’de bir malzeme kütüphanesinde “Yarının Giysileri” adlı akademik malzeme kütüphanesi için seçildi.
Ülkemiz adına çok güzel bir girişim…
Umarım daha da somutlaşır, bu beni sadece maddi olarak değil manevi olarak da çok mutlu eder, dolayısıyla bir Türk deri mühendisinin yenilikçi bir malzeme ile uluslararası pazarda adını duyurması hoş olur. Öncelikle hocalarıma sonra da deri sektöründeki meslektaşlarıma hem motive edici hem de gurur verici olacağını düşünüyorum.
Evrim Hanım, zaman ayırdığınız ve DERİ DERGİSİ yayınına katkılarınız için çok teşekkür ederiz. Lasly, ne söylemek istiyorsun?
Öncelikle davetiniz için çok teşekkür ediyorum, benim için çok keyifliydi. Ve umarım farkındalığı artırıcı bir konuşma olmuştur.