“Daha önceki yazılarımızda fayda sağlayan ve fayda sağlamayan maliyet üzerinde bir inceleme yapmıştık. Bu kapsamda değerlendirilecek olan bulgular bilinçli bir ekip tarafından yönetilip aksiyon alınabildiği takdirde zararsızdır.”
Deri sektöründe sıkça konuşulan konuların başında büyüyerek devam etmek mi yoksa gerektiği yerde küçülebilmek mi sorusu gelir. Birçok firmanın küçülme sancıları çektiği ve nasıl da ilerleyeceklerini bilmedikleri bir dönem halini aldı 2024.
Bir tarafta üretim maliyetlerindeki artış öte yandan işlerin akışkanlığında yaşanan sorunlar birleşince, üreticilerin pozitif kalabilmesi güçleşti.
Bu durum hem Türkiye de hem de Dünyanın birçok yerinde yaşanılan bir durum şu anda. Sanılmasın ki bu krizler sadece Türkiye şartlarıyla ilişkili, bu durum dünya deri üreticileri önünde aşılması gereken yeni bir ‘’Challange’’ haline gelmektedir.
Hem deri konfeksiyon hem de deri üreticileri hızla değişen dünya şartlarına uyum sağlayabilecek bir dinamik yapıda kalabilmeli, temel standartlarını koruyabilmeli ancak bu sayede şartların iyileştiği döneme rahatça ulaşabileceklerdir.
2024 yılı tamamlanmak üzereyken büyümek ya da küçülmek ekseninde 3 konuyu irdelemek istiyoruz;
- Amerika Başkanlık Seçimi
- Standartlarımızı Koruyabilmek
- Dinamik Kalabilmek
AMERİKA BAŞKANLIK SEÇİMLERİ
Türk deri üreticileri ve deri konfeksiyonları 2019-2022 yıllarındaki sıçrayışlarının devam etmesi ümidini bir miktar kaybettikleri yıl oldu 2024. Daha önceki yazımızda bahsettiğimiz bölgesel ve küresel krizlerin bir miktar çözülebilme ümidi tüm ihracatçıların beklediği gelişmeler arasında. Burada yaşanabilecek %3-%5 lik her bir sorunun aşılması günün sonunda firmalara bir can suyu olacaktır.
Hal böyle olunca Trump’ ın savaşları yavaşlatma ya da sonlandırma izlenimi vermesi birçok sektörde olduğu gibi deri sektöründe de beklentiye girilen bir durum oldu.
Elbette bu bir çırpıda olacak bir durum değilse de fısıltı gazetesi çoktan işini yapmaya başladı ve ihracatçılar en azından mental olarak kendilerini pozitif telkin ediyor oldular bile.
Beklentiler arasında; Rusya-Ukrayna gerginliğinin azalması, Çin-Amerika ticaret savaşlarında vergisel bir gevşeme, Ortadoğu ve Afrikada ki karışıklıkların son bulması var. Bunlar akla ilk gelenler olsa da Trump’ ın yol haritasında finansal bir rahatlama temeli olduğu biliniyor ve bu da uzun zamandır sıkışık para politikaları altında olan üreticilere umut veriyor.
En azından ilk haftaki izlenim olumlu yansıdı diyebiliriz üreticilere.
STANDARTLARIMIZI KORUYABİLMEK
Piyasalar yavaşlarken firmalar keskin bir küçülme eksenine girmeyi planlar ve aceleyle alınan kimi kararlar firmanızın o zamana kadar yarattığı markaya zarar verebilir. Müşteri ilişkilerinde boşlamalar, artan maliyet ekseninde müşteri seçimleri, müşteri ziyaretleri, fuar, AR&GE çalışmaları, personel ve makine yatırımları sekteye uğrayabilir.
Bazı temel değerler zarar görmeyecek seviyede yukarıdaki aksiyonların bazıları tabi ki de alınabildiği gibi bazı aksiyonlar hem oy birliği ile hem de işin uzmanı tarafından yönetildiği takdirde alınmalıdır.
Daha önceki yazılarımızda fayda sağlayan ve fayda sağlamayan maliyet üzerinde bir inceleme yapmıştık. Bu kapsamda değerlendirilecek olan bulgular bilinçli bir ekip tarafından yönetilip aksiyon alınabildiği takdirde zararsızdır.
Aksi halde müşteri eksenindeki marka kaybı, sonrasında yerine koyulamayacak seviyeye gelebilir ki bu bölgesel ya da küresel krizlerden çok daha zorlu bir süreçtir firmalar açısından.
DİNAMİK KALABİLMEK
Dinamik kalabilmek denildiğinde akla ilk gelen motive olmak diyebiliriz. Firmanın hem yönetim kurulunu hem yönetici kadrosunu hem de tüm üretim personelini motive bir şekilde tutuyor olması gerekmekte. Zorlu şartlar altında pozitif kalabilmek ve ekibi motive edebilmek her zaman kolay değilse de disiplini koruyabilmek kendiliğinden motive bir ekibi getirecektir böyle zamanlarda.
Bunlara örnek verecek olursak;
- Müşteri kalite taleplerine sıkı sıkıya bağlı kalmak;
Belirsizliklerin arttığı dönemlerde üretim ekibi bazı işleri boşlayabilir, ne gereği var şeklinde görebilir ya da azalan iş gücünü bahane etme eğilimine girmek isteyebilir. Bu noktada üst yönetimin müşteri kalite taleplerinde esnek davranmaması tüm diğer ekibin işe olması gerektiği şekilde sıkı sıkıya bağlı kalmasını ve motive bir duygu haliyle çalışıyor olmasını getirecektir.
- Kalite problemlerinde ürününüzün arkasında kalabilmek;
İşlerin akışkan olduğu dönemlerde kalite problemlerinde hızlı aksiyon olan firmalar, piyasalar yavaşladığında bu kalite problemlerine kulak tıkayabilmektedirler. Keskin bir önyargı ile müşteriye dönüş yapmak kısa vadede uzun soluklu çalıştığınız müşterinizi kaybetmeye sebep olacaktır. Bu iklimin oluşmaması adına olması gereken makul seviyelerde müşteriye sırt çevirmeden hareket etmek daralan piyasada sizi yolunuzda tutmaya yetecek artıları getirecektir.
- Ürünlerinizin kalite standartlarını koruyabilmek;
Ciddi anlamda bir maliyet baskısı altında kalan firmalar çözümü ürünün kalitesini düşürmekte görebilir. Müşteriye bilgi verilmeden, onayı alınmadan böyle bir aksiyon alınması kazançtan çok zarar getirecektir günün sonunda ve bir defalık ticarete dönecektir süreciniz.
- Partnerlerinizle iletişimin korunabilmesi;
Küçülme moduna girmiş bir işletme gözden çıkarmak isteyeceği müşteri ve partnerleri üzerine daha önce bir çalışma yapmadıysa mutlak surette yanlış kararlar alacaktır ve kalması gereken partnerlerinden bir ya da birkaçını kaybedecektir. Böyle bir durum içine girmeden önce partnerlerinizden yeni yol haritanız üzerine görüş alabilirsiniz.